Metin Taşlarının Düşüşü ve Felaketler

İlk Taşın Düşüşü

Gökyüzünde büyük bir gürültü oldu. Herkes yukarı baktı. Gökyüzünde bir şeyler vardı. Büyük, karanlık taşlar gökyüzünden düşüyordu. İlk taş, ormanın ortasına düştü. Düştüğü anda, büyük bir patlama oldu. Ama bu patlama ateş değildi. Karanlık bir enerjiydi.

Bu enerji, çevresindeki her şeyi etkiledi. Ağaçlar anında kurudu. Hayvanlar değişmeye başladı. Sakin olan hayvanlar, saldırgan canavarlara dönüştü. Çiçekler soldu, yerlerine zehirli bitkiler çıktı.

İnsanlar bu değişimi gördü. Korktular. Ne olduğunu anlamadılar. Ama daha fazla taş düşmeye devam etti. Her taş, farklı bir yere düştü. Her taş, farklı bir felaket getirdi.

Hayvanların Dönüşümü

Metin Taşlarının düştüğü yerlerde, hayvanlar canavarlara dönüştü. Sakin bir geyik, saldırgan bir yaratığa dönüştü. Küçük bir tavşan, dev bir canavara dönüştü. Kuşlar, gökyüzünde uçan korkunç yaratıklara dönüştü.

Bu canavarlar, sadece görünüş olarak değişmedi. Zihinleri de değişti. Artık sadece saldırmak istiyorlardı. İnsanlara, birbirlerine, her şeye saldırıyorlardı. Barış içinde yaşayan hayvanlar, artık dünyanın en büyük tehditleriydi.

İnsanlar, bu canavarlarla savaşmak zorunda kaldılar. Ama canavarlar çok güçlüydü. Ve her geçen gün daha fazla hayvan dönüşüyordu. Çünkü Metin Taşlarının etkisi yayılıyordu.

Bitkilerin Zehirlenmesi

Metin Taşlarının etkisi sadece hayvanlara değildi. Bitkilere de etki ediyordu. Sağlıklı meyveler, zehirli meyvelere dönüştü. Güzel çiçekler, ölümcül çiçeklere dönüştü. Ağaçlar, canlı ağaçlardan ölü ağaçlara dönüştü.

İnsanlar aç kaldı. Çünkü yedikleri her şey zehirliydi. Su kaynakları kirlendi. Temiz su bulmak imkansız hale geldi. Doğa, artık insanların dostu değildi. Düşmanıydı.

Çiftçiler tarlalarını terk etmek zorunda kaldı. Çünkü tarlalarda yetişen her şey zehirliydi. Şehirler açlıkla boğuşmaya başladı. İnsanlar birbirleriyle yiyecek için kavga etmeye başladı.

Hastalıkların Yayılması

Metin Taşlarının en kötü etkisi, hastalıklardı. Taşların düştüğü yerlerde, yeni hastalıklar ortaya çıktı. Bu hastalıklar, daha önce hiç görülmemişti. İnsanların vücutlarını bozuyordu. Zihinlerini karıştırıyordu.

Hastalıklar hızla yayıldı. Bir şehirden diğerine, bir köyden diğerine. İnsanlar kaçmaya çalıştı ama hastalık onları takip etti. Doktorlar çaresiz kaldı. Çünkü bu hastalıklar, normal hastalıklar değildi. Metin Taşlarının karanlık gücünden kaynaklanıyordu.

Şehirler boşalmaya başladı. İnsanlar ölmeye başladı. Hayatta kalanlar, sürekli korku içinde yaşıyordu. Çünkü ne zaman hasta olacaklarını bilmiyorlardı.

Dünyanın Dengesinin Bozulması

Tüm bu olaylar, dünyanın dengesini bozdu. Barış yoktu artık. Huzur yoktu. Güven yoktu. Her şey kaos içindeydi. İnsanlar, birbirlerine güvenemiyordu. Çünkü herkes kendi hayatını kurtarmaya çalışıyordu.

Ejderha Tanrısı bunu gördü. Ama yine de müdahale etmedi. Çünkü bu, insanların kendi yarattığı bir durumdu. İnsanlar, bu sorunu kendileri çözmeliydi. Ama insanlar çözemiyordu. Çünkü durum çok kötüydü.

Büyük imparatorluk, bu felaketlerle başa çıkamadı. Çünkü felaketler her yerdeydi. Merkezi yönetim çöktü. İmparatorluk parçalanmaya başladı. Ve bu parçalanma, dünyayı tamamen değiştirecekti.