Ejderha Tanrısı ve Barış Dönemi

Dünyanın Yaratılışı

Çok eski zamanlarda, henüz hiçbir şey yokken, Ejderha Tanrısı adında güçlü bir varlık vardı. Bu varlık, boşluğun ortasında durdu ve dünyayı yarattı. Dağları, nehirleri, ormanları ve tüm canlıları tek tek şekillendirdi. Her şey onun elinden çıktı ve her şey mükemmeldi.

Ejderha Tanrısı, yarattığı dünyayı sevdi. İnsanlara da özel bir yer verdi. Onları diğer canlılardan farklı kıldı, onlara düşünme yeteneği verdi. İnsanlar da bu dünyada mutlu bir şekilde yaşamaya başladılar.

Barış İçinde Yaşam

O dönemde dünyada savaş yoktu. İnsanlar birbirleriyle kavga etmiyordu. Doğayla uyum içinde yaşıyorlardı. Herkes birbirine yardım ediyordu. Açlık yoktu, korku yoktu, nefret yoktu. Sadece huzur vardı.

Ejderha Tanrısı, insanlara rehberlik ediyordu. Onlara doğru yolu gösteriyordu. İnsanlar da bu rehberliği takip ediyordu. Böylece yıllar geçti, nesiller değişti ama barış hiç bozulmadı.

Şehirler kuruldu, medeniyetler gelişti. Ama hiçbir zaman savaş olmadı. Çünkü Ejderha Tanrısının öğrettiği şey buydu: Birlik içinde yaşamak, birbirine saygı göstermek, doğayı korumak.

Büyük İmparatorluk

Zamanla tüm kıta tek bir imparatorluk altında birleşti. Bu imparatorluk çok güçlüydü ama gücünü savaş için değil, barış için kullanıyordu. İmparatorluğun liderleri, Ejderha Tanrısının öğretilerini takip ediyordu.

Herkes mutluydu. Herkes huzurluydu. Herkes birbirine güveniyordu. Bu dönem, tarihin en güzel dönemiydi. Ama bu dönem sonsuza kadar sürmedi.

Çünkü insanların kalplerinde bir şeyler değişmeye başlamıştı. Zamanla, bazı insanlar daha fazlasını istemeye başladı. Açgözlülük ortaya çıktı. Kıskançlık doğdu. Nefret filizlendi.

Değişimin Başlangıcı

İlk başta bu değişim çok küçüktü. Kimse fark etmedi. Ama zamanla büyüdü. İnsanların kalplerindeki kötülük birikmeye başladı. Bu kötülük, dünyada daha önce hiç görülmemiş bir şeyin doğmasına neden oldu.

Ejderha Tanrısı bunu gördü ama müdahale etmedi. Çünkü insanlara özgür irade vermişti. Onların kendi seçimlerini yapmaları gerekiyordu. Ama bu seçimler, dünyayı çok farklı bir yere götürecekti.